Tüp Bebek

Tüp Bebek Tedavisinde Boş Folikül Sendromu

Tüp Bebek Tedavisinde yumurtlamanın gelişmesi için yumurtalıklar uyarılır. Bu uyarıma istenilen cevabın alınmasına rağmen yumurta toplama aşaması sonucunda hiçbir folikülden yumurta elde edilemeyebilir. Bu duruma ‘’boş folikül  sendromu’’ denilmektedir. Bu sorun, tüp bebek tedavi yöntemlerinde nadir olarak karşılaşılan bir durumdur.  Tüp bebek tedavisine başlayan anne ve baba adaylarının ortalama olarak %0.5 ile %2′si arasında karşılaşılan bir durumdur.

Boş folikül sendromunun ortaya çıkma sebepleri net bir şekilde açıklanamamıştır. Tüp bebekte boş folikül sendromunun muhtemelen nedenlerinin ne olduğunu ortaya koymak için araştırmalar halen sürmektedir.

Boş folikül sendromuna yol açabilecek birçok sebep vardır. Boş folikül sendromu, yumurtanın olgunlaşmasını sağlayan ve yumurtanın folikülden ayrılmasını kolaylaştıran human chorionic gonadotropin (hCG) hormonu tedavisinde doğru zamanlamanın yapılamamasından dolayı oluşmaktadır.  Bir diğer taraftan ise, yapılan hCG preparatının etki etme gücü yetersiz ise, boş folikül sendromu yaşanabilir. Bundan dolayı uygulanacak olan hCG preparatının uygun koşullarda muhafaza edilmesi, uygulama zamanının doğru anda yapılması ve dozunun doğru olması, boş folikül sendromu yaşanmaması için önemlidir.

 Kanda hCG seviyesi, enjeksiyon yapıldıktan sonraki 12 saat sonra 50 IU/l’nin üstüne çıkmalıdır. Bu oranın altında çıkan hCG seviyeleri yeterli gelmez. Bu gibi durumlarda uygulamanın dozu, uygulamanın doğru zamanda yapılması ve preperatın muhafaza edilme şartları tekrar kontrol edilmelidir.  hCG enjeksiyonu ardından 36 saat sonra yani yumurta toplama aşamasında kandaki hCG seviyesi 100 ile 300 IU/L arasında çıkmalıdır.

 Yumurta toplama zamanında kandaki hCG düzeyi normal olabilir. Ancak bu orana rağmen boş folikül sendromu yaşanabilir. Bu durumda ise akla gelebilecek sorun, hCG’nin bioaktivitesinin yetersiz olabileceğidir.

 Yumurta toplama aşamasında eğer yumurtalıklardan birinde hiçbir yumurta bulunamamış ise, hemen diğer yumurtalık araştırılmaya başlanmamalıdır. İlk olarak idrarda hCG hormonu seviyesi araştırılmalıdır. İdrarda hCG seviyesi istenilen orandan aşağıda ise,  hastaya yeniden hCG enjeksiyonu yapılmalıdır ve diğer yumurtalık 36 saat sonra yumurta toplama aşamasına tabii tutulmalıdır.

Ancak idrarda hCG seviyesi normal bir oranda ise fakat boş folikül sendormu söz konusuysa, yeniden hCG enjeksiyonu uygulanmaz.

Boş Folikül Sendromunu Önlemek İçin 

Yapılacak hCG’nin doğru şartlarda muhafaza edilmesine, doğru dozda verilmesine ve doğru zamandan yapılmasına titizlik göstermek: Boş folikük sendromunu önlemek için oldukça önem teşkil eden bir durumdur.

hCG seri numaralarını yeniden gözden geçirmek, doğru şartlarda muhafaza edilip edilmediğinden emin olmak, uygun zamanda uygulanıp uygulanmadığını araştırmak oldukça önemlidir.

İdrarda hCG ölçümü yapılmalıdır.İdrar ile yapılan hassas bir gebelik testi aracılığı ile hCG ölçümü yapılabilmektedir. Çıkan sonuca göre sorunun; biyolojik yetersizlikten mi, ilacın doğru bir şekilde kullanılmamış olmasından mı, yoksa kullanılan ilacın saklanma şartlarındaki bir problemden mi kaynaklı olduğu hakkında fikir sahibi olunabilir.

Yumurta toplama evresindekurtarmak: Boş folikül sendromunu gibi bir sorunun tekrar yaşanmasının önlenmesi için tüp bebek uzmanı ve embryolog beraber çalışmalıdır. İki uzman da, aşamalar  uygulanırken diyalog halinde olmalıdır. İkinci yumurtalık için uygulamalara başlamadan önce tedavinin uygulandığı yumurtalıktan en az bir yumurta toplanmalıdır.

Boş folikül sendromu ve danışmanlık

Boş folikül sendromu halinde, hastanın danışmanlık alması tavsiye edilen bir durumdur. Kişiye boş folikül sendromunun ne olduğu anlatılmalıdır. Bu sendrom sebebiyle kadın hasta, gebe kalamayacağını ya da düşük yapacağını düşünebilir. Bundan dolayı kadına, bu sendromun gebelik şansını azaltan bir problem olmadığından bahsetmek gerekir.

Boş folikül sendromu bir kere yaşandığı zaman, ikinciye de yaşanabilir. Bu problem, ailelere danışmanlık sayesinde açıklanabilir. Bu tekrarlama sorunlarının yaşanmaması için farklı yöntemler kullanılabilir.

Eğer boş folikül sendromu yineler ise aileye yumurta donasyonu opsiyonundan söz etmek gerekebilir.

Boş folikül sendromunun tekrarlamasını önlemek için:

Boş folikül sendromunun nüks etmesini önlemek adına kanda hCG seviyesinin enjeksiyondan 12 saat sonra ölçülmesi işe yarayabilen bir yöntemdir. 50 mIU/ml’nin üstündeki bir oran bunun için yeterli olacaktır. Ancak oran,belirtilen rakamın altında ise  ya da kanda hiç bulunamıyor ise hCG’nin dozu, zamanlamasını ve saklanma ortamı kontrol edilmelidir. Eğer gereksinim duyulursa, yeni bir seriden bir doz daha hCG enjeksiyonu yapmak söz konusu edilebilir. Yumurta toplama yani OPU zamanı da bu faktörlere göre belirlenmelidir.

Boş folikül sendromu halinde, yumurta toplama yani OPU aşamasında kandaki hCG 10 mIU/ml’nin altında tespit edilir ise ve hCG’nin dozu, zamanlaması ve saklama koşullarında herhangi bir problem olmadığı görülmüş ise, bu durumda farklı bir seriden hCG yapmak, bir sonraki tüp bebek tedavisinde uygulanmalıdır.

Eğer kandaki hCG normal olarak tespit edilir ise, biyolojik yetersizlik durumu söz konusu olmaz, yapılan hCG’nin bioaktivitesi daha baskın bir faktör olarak karşımıza çıkar. Diğer yöntemlerin faydasız kaldığı boş folikül sendromu durumlarında idrardan kontrol edilen hCG’den rekombinant hCG’ye geçmenin başarılı bir yöntem olduğu bilinmektedir.

Sıla Yılmazer

Ben Sıla Yılmazer, tutkulu bir kadın doğum hemşiresi olarak kadın sağlığına adanmış bir sağlık profesyoneliyim. Doğum hemşiresi olma yolculuğuma İstanbul'da doğup büyüyerek başladım. İnsanlara yardım etme ve sağlık alanında hizmet verme tutkumu genç yaşlarda keşfettim ve bu beni doğum hemşiresi olmaya yönlendirdi. Üniversite eğitimimi birinci sınıf bir üniversitede tamamladım ve kadın doğum hemşiresi olarak nitelikli bir uzmanlık kazandım. Kariyerime bir doğum kliniğinde başlamamın ardından anne adaylarına destek olmak için sabırsızlanıyorum. Onların yanında olmak, doğum sürecinde rahatlamalarını sağlamak ve güvende hissetmelerini sağlamak benim için en önemli önceliklerden biridir. İşimi yaparken empati yeteneğimi kullanarak anne adaylarına duygusal ve fiziksel destek sunmaya çalışıyorum. İletişim becerilerimle her bir anne adayıyla etkili bir iletişim kurarak ihtiyaçlarını anlamaya çalışıyor ve onları yönlendirerek doğum sürecinde rahatlatıcı teknikler uygulamalarını sağlıyorum. Kadın sağlığı ve doğum süreci konularında sürekli olarak kendimi güncel tutmak için araştırmalar yapmaya ve mesleğimdeki en son gelişmeleri takip etmeye önem veriyorum. Amacım, her anne adayının sağlıklı ve olumlu bir doğum deneyimi yaşamasını sağlamak ve onlara destek olmak için elimden gelenin en iyisini yapmaktır. Kadınların doğum sürecinde güvende hissetmeleri, onları rahatlatmamıza ve sağlıklı bir başlangıç yapmalarına yardımcı olur.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu