Jinekoloji

Rahim Filminin 6 Riski

Rahim filmi (HSG) nedir, hangi amaçla kullanılır?

HSG yani rahim filmi, rahim içi ve kanallar arasındaki yapısal işlevselliğinin değerlendirilmesini sağlayan, özel boya maddesinin kullanıldığı radyografik görüntüleme sistemidir. Kullanılan bu madde ile tüplerin açık ya da kapalı olduğu kolayca saptanabilirken, rahim içinde mevcut olan patolojik durumlar incelenebilmektedir.

Rahim filmi(HSG) kısırlık vakalarında uygulanan ana testlerden birisidir. Pelvik sistemden kaynaklanan kısırlık sorunlarının değerlendirilmesi amacı ile günümüzde birçok araştırmada güvenilir bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Fakat nadir olarak bazı komplikasyonlara yol açabileceği hatta tedavi sırasında hastaların %1’nin içerdiği risk faktörleri belirtilmiştir. Rahim filminin neden olduğu risk faktörleri aşağıdaki gibi olmaktadır:

  • Pelvik enfeksiyon riski

Pelvik enfeksiyon rahim filmi riskleri arasında en çok karşılaşılan ve ciddi sorunlar arasında yer alan önemli bir komplikasyondur. Genellikle hastanın daha önceden geçirmiş olduğu tubal bir hastalığın, işlem sırasında yeniden nüksetmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Ancak böyle bir ihtimalin varlığı olsa da, nadir olarak enfeksiyonun fallop tüplerine ilerlemesi sonucu ciddi hasarlara yol açabilir. Riskin bulgusu olarak rahim filminin çekilmesinden sonra şiddetli ağrı ve yüksek ateş durumunda mutlaka uzman bir doktora başvurulması gerek.

  • Radyasyona maruz kalma

Rahim filmi çekimi esnasında kullanılan radyasyon oranı vücut sağlığını etkileyebilecek düzeyde değildir. Ancak radyasyonun çok düşük olmasına rağmen gebelik durumunda tehlikeli ve sakıncalı durumlar yaratabileceği için, öncelikle gebelik şüphesinin ekarte edilmesi gerekir.

  • Alerjik reaksiyon (iyodin alerjisi)

Rahim filmi (HSG) esnasında nadir olarak ortaya çıkabilecek diğer risk faktörü ise, rahim filminde kullanılan iyodin maddesine karşı kişinin alerjisinin olmasıdır. Alerjik reaksiyon riskine karşılık kişinin mevcut alerji durumlarını mutlaka doktoruna bildirmesi gerekir. İyodin, intravenöz kontrast boya ve deniz mahsullerine alerjisi olan hastalara HSG yerine sonohisterogram tercih edilmektedir. Sonohisterogram yöntemi de rahim kavitesi (boşluğu) ile ilgili yeterli bilgiyi sağlamaktadır. Ancak fallop tüpleri hakkında sınırlı bilgi sunduğu için HSG kadar etkili bir yöntem değildir. Alerjik reaksiyon olarak HSG’nin ardından kaşıntı ve kabarma olması halinde doktora başvurulması önerilmektedir.

  • Baş dönmesi, baygınlık

Rahim filmi esnasında ya da hemen ardından kişide kısa süreli baş dönmesi veya baygınlık durumu ortaya çıkabilmektedir. Bu komplikasyon nadir olarak görülse de, kişinin baygınlık halinde çarpma sonucu meydana gelebilecek yaralanmalardan korunmak için, kendini iyi hissedene kadar hastaneden ayrılmaması önerilmektedir.

  • Vajinal kanama

Rahim filmine takiben 1-2 gün boyunca lekelenme tarzında kanama durumu meydana gelebilmektedir. Bu durum çok sık yaşansa da, ciddi bir sorunun ürünü değildir. Ancak kanamanın şiddetini arttırması ve uzun süre devam etmesi halinde, mutlaka uzman bir doktora başvurulması önerilmektedir.

  • Rahim delinmesi (uterin perforasyon)

Rahim filmi esnasında ortaya çıkabilecek en nadir komplikasyon uterin perforasyonu yani rahim delinmesidir. Ancak uterin perforasyonunun söz konusu olması halinde ciddi kısırlık sorunlarına yol açabilmektedir. Bugüne kadar yapılan HSG işlemlerinde rahim ağzı ve vajina ile alakalı hasar ya da yırtılma durumu kaynaklı kanama sorunu görülmemiştir. Fakat ihtimaller doğrultusunda HSG’nin risk faktörleri arasında yer almaktadır.

Rahim filmi riskleri arasında yer alan bu durumlar rahim filmi esnasında karşılaşılma ihtimali olan ancak nadir olarak karşılaşılan komplikasyonları içermektedir. HSG rahim, fallop tüpleri ve yumurtalık gibi kadın pelvik sisteminin işlevselliğini sağlayan organları kontrol etmek amacı ile başvurulan ve günümüzde en çok kullanılan yöntemdir. Genel olarak sorunların tespitinde ve hatta mevcut olan adezyonların (yapışıklık) tedavisinde başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.

Sıla Yılmazer

Ben Sıla Yılmazer, tutkulu bir kadın doğum hemşiresi olarak kadın sağlığına adanmış bir sağlık profesyoneliyim. Doğum hemşiresi olma yolculuğuma İstanbul'da doğup büyüyerek başladım. İnsanlara yardım etme ve sağlık alanında hizmet verme tutkumu genç yaşlarda keşfettim ve bu beni doğum hemşiresi olmaya yönlendirdi. Üniversite eğitimimi birinci sınıf bir üniversitede tamamladım ve kadın doğum hemşiresi olarak nitelikli bir uzmanlık kazandım. Kariyerime bir doğum kliniğinde başlamamın ardından anne adaylarına destek olmak için sabırsızlanıyorum. Onların yanında olmak, doğum sürecinde rahatlamalarını sağlamak ve güvende hissetmelerini sağlamak benim için en önemli önceliklerden biridir. İşimi yaparken empati yeteneğimi kullanarak anne adaylarına duygusal ve fiziksel destek sunmaya çalışıyorum. İletişim becerilerimle her bir anne adayıyla etkili bir iletişim kurarak ihtiyaçlarını anlamaya çalışıyor ve onları yönlendirerek doğum sürecinde rahatlatıcı teknikler uygulamalarını sağlıyorum. Kadın sağlığı ve doğum süreci konularında sürekli olarak kendimi güncel tutmak için araştırmalar yapmaya ve mesleğimdeki en son gelişmeleri takip etmeye önem veriyorum. Amacım, her anne adayının sağlıklı ve olumlu bir doğum deneyimi yaşamasını sağlamak ve onlara destek olmak için elimden gelenin en iyisini yapmaktır. Kadınların doğum sürecinde güvende hissetmeleri, onları rahatlatmamıza ve sağlıklı bir başlangıç yapmalarına yardımcı olur.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu